21 Ocak 2014 Salı

Otogar Hüznü

Yıllardır yazmaya elimin gitmediği...

Kendi işimi yaptığım dönemdi. (organizasyon). 2006, ocak.
benden 8 yaş küçük hemcinsim, kuzenim yanımda çalışıyordu.

Babamı kaybetmiştik. daha kırkı çıkmamıştı. İşi önceden almışız, iptal etme şansımız yoktu.
kuşadası'na doğruydu yolumuz. Akşam otobüsünden yerimizi aldık öncesinde.

Bizi eniştem uğurlayacak gara götürerek.
Geceydi, soğuktu. Arabadan indik.
-Sen git enişte, biz hallederiz.

Araba aramızda bir daire çizip gözden kayboldu.
Kuzenimle, onun yeşil gözleriyle tesadüf etti gözlerim. Kırmızıydı gözlerinin akı. Dolu doluydu gözleri.

Aniden sarıldık birbirimize. Bağıra dövüne ağlamaya başladık. Duramıyoruz, tutamıyoruz kendimizi.

Babama doyasıya ağlayamamışım ki.
Annem fenalaşır, ablam gebe çocuğa bir şey olur. Eller gözyaşlarımı görmesin zayıflık olur...

O otogar yalnızlığı, o sanki vatandan sürülmüşlük, o yetimlik beni hicranlara savurdu o akşam. Yol boyu otobüs camında yürüdü yaşlarım.

22 Eylül 2013 Pazar

benim de bir zayıflama reçetem olsun!


gönlümce yiyip içtiğim, -2 aylık tenis denemesini saymazsak- spor namına kılımı kıpırdatmadığım on yılın ardından ben de diğer hemcinslerim gibi zayıflama, spor, kalori ve diyet gibi sözcükleri günlük konuşma dilime montelemiş bulunuyorum. hepinize geçmişolsun şimdiden.

on yıl önceki denememde kurumsal bir şirkette satış sorumlusuydum ve sürekli bayi-şube müdürleriyle haşır neşir olduğum için çok ama çok abartılmış öğle yemekleri (iskender, beyti, döner, türlü otantik kavurmalar-kebaplar, elbette lavaşlar, salata ve künefeler...) yiyor akşam yemeği almıyordum.

bu yöntemle bir ayda altı kilo vermiş bildiğin zayıf bir kız olmuştum.

o kilodan 12 kilo ağırım şu an.
bu yılki denememde çalışmayıp evde oturduğum için bir miktar şanslıyım. sağlam kahvaltı, öğleden sonra yürüyüş (tempolu) saat beş gibi akşam yemeği. ve kapanış.

eğer yürüyüş yemekten sonraya dek düştüyse ne ala. ama yürüyüşten sonra yemek yendiyse 15-20 dakika kondisyon bisikleti kullanıyorum.

bir ay sonra ak koyun kara koyun çıkar ve sonuçları mutlaka paylaşırım.

23/09/2013 aydinlikta

Kısa'ca: Hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları


yıllar geçse de unutulmaz anlara aittir.

bir örneği abimin sünnetlik anılarından geliyor.

akrabamızın oğlu selami'nin sünnetlikleri ile sünnet oldu abim.
sünnet yatağında selami dibine oturmuş abimin.
-ver lan sünnetliklerimi
+selami bi sus nolur yaa. iyileşiyim vercem yaa.
-banane şimdi ver. ver sünnetliklerimi

sonrasını şöyle özetliyor abim;
+selami dibimde çemkirmeye başlayınca etrafımdaki herkes,herşey büyüdü büyüdü. ben küçüldüm küçüldüm küçüldüm...


02.03.2011 00:13 ~ 09:52 aydinlikta

Kısa'ca : Yalnızlık


öyle garip bir hal ki...

tercih'li durumda bile bir an; "neden ben yalnızım? tüm dünya sevdikleriyle bir arada gülüyor, eğleniyor ben neden tek başımayım?" duygusu geliyor ve ölesiye mutsuz oluyorsunuz.

sonbaharsa, akşamsa, karanlık bir yoldaysanız ve yanınızdan "tek" kimse geçmiyorsa duygu iyice tırmanıyor.
dudağı bükülmeye meyilli bir mahluksanız çok yalnız kalmamanız önerilir.

22.09.2013 00:41 aydinlikta

Türk usulü çocuk nasıl yetiştirilir?


dengesiz davranın. bi "eşşek kadarsın bunu akıl edemiyo musun" diyin bi "el kadar sıpa bana laf öğretiyo".
kardeşler arasında ayrım yapın. köfteyi diğerine ayırın misal. ve kız olanı erkeğin ayak işçisi yapın. erkek hep çocuk, beceremez olsun. kız da "koskoca kızsın öyle oturma!".
gereksiz panikleriniz olsun. okuldan yarım saat geç gelirse karakola başvurun.
onun önceliklerini önemsemeyin. evde koltuk yokken/ fabrikada makina yokken 23 nisan kostümü de ne allaşkına?
babasını/ annesini ona kötüleyin. e insan çocuğuyla da dertleşemeyecekse artık...
eşinizi karşınıza alıp onun yanında kana kana kavga edin. hayatla yüzleşsin.
yaptığı yaratıcı çalışmaları, ödevleri ucuzlaştırın. onu bıraksın da matematik çalışsın sıpa!
en önemli madde; sizin önceliklerinizi yaşamasında diretin. siz oku! dediğinizde okusun. çalış! dediğinizde çalışsın. evlen diyin evlensin. evlenmesi gerekirken hala okuması şüphesiz ki bize aykırıdır.


13.04.2013 08:41 aydinlikta

GÜÇLÜ kadın


genetik midir sonradan mı kazanılır bilinmez.

davranışlar refleks halinde sergilenir.

hesap geldi mi el hemen cüzdana gider.
'seni eve bırakayım mı 'soru cümlesine
'yok yaa ne gerek var ,atlar bi taksiye giderim' diye ;
elinde taşıdığın poşet,çanta vs. ye uzanan ele
'bırak bırak ben hallediyorum' diye karşılık verir.

güçlü kadın karanlıktan,evde yalnız kalmaktan korkmaz.öyle konumlandırılmıştır çevresi tarafından,
güçlü kadın ampul değiştirmek için karşı cinsten yardım isteyince şaşkın gözler ona çevrilir.
güçlü kadın arabasını bakıma da yıkamaya da götürür.
güçlü kadın kredi çeker,borç öder,mal mülk alır.
güçlü kadın çocuk doğurur,veli toplantısına gider,yurtdışına dil eğitimine götürür yavrucağını.
güçlü kadın sorun yaratan değil sorun çözendir hep ailesi ve çevresi için.
güçlü kadın akıl verir,dert dinler,deva olur.
güçlü kadın dava açar,iş takibi yapar bürokratik birçok işi halledebilir pratik yoldan.
güçlü kadın çalışan,üreten,iş bitirendir.

duygusal açıdan;

güçlü kadın koca bulmak için çeşitli atraksiyonlar yapmaz .beceremez ,tenezzül de etmez.

güçlü kadın ağlamak için mutlak olarak bir erkek omzu aramaz.

güçlü kadın sevgisini de sevgisizliğini de mertçe dile getirendir.sevilmese de sevebilendir.

ayrılığı da birliktelik kadar hazmedebilendir.

yenilgiyi de kazanmak kadar kabullenebilendir.

çeyreği etmeyecek kadınlara tercih edilse dahi hiç kendini bozmadan el sallayabilendir.

güçlü kadına sahip bir erkek, altında ezilmeyecek kadar komplekssiz ve özbarış sahibi ise ,kanımca ondan şanslısı yoktur.

anlayana elbette...


26.12.2011 00:53 aydinlikta