22 Eylül 2013 Pazar

çocukluğun kapatılmamış hesapları

birinci sınıftaydım.
beş yaşımda okula başladığım için üçüncü sınıfa giden abim bana sürekli refakat ediyordu.

her teneffüste beni sınıfımdan alıyor, elini omzuma atıyor öyle dolaştırıyordu bahçede.

ismini şimdi hatırlayamadığım bir arkadaş edinmiştim sınıftan. bu kez üçümüz dolaşmaya başladık her teneffüs.

bir gün yine teneffüste, bahçede arkadaşım koşmaya başladı
-yakalasanaaa, yakalasanaaa
diyerek.
koştum arkasından. abim de benim arkamdan.
yetişemeyince bir küçük taş atmış arkamdan. o taş nöbetçi öğretmen hanımefendinin topuğuna denk gelmiş.

bu kez abim kolumdan çekiştiriyor fakat ben ne olduğunu anlamadığımdan koşmuyorum.

koridorda yakalıyor öğretmen abimi. vurmaya başlıyor. kulaklarını tırnaklarıyla deşiyor, yüzüne attığı tokatlar içimde patlıyor.

sonrası olaylar olaylar. annem geliyor. son derece uslu ve çalışkan bir öğrenci olan abime yapılan bu saldırı infial yaratıyor okulda.
öğretmen okuldan uzaklaştırma alıyor...

o gün bugün içimde durur o dehşet anları.

son beş yıldır abimle birlikte çalışıyorum onun şirketinde.
ve refleksim hep aynı konuda yoğunlaşıyor.
''abimi dövdürmemeliyim'' müşteri, personel, şu, bu...kim olursa olsun karşımda; şımarıklık etmemeliyim.

abimi dövdürmemeliyim.

06.05.2012 01:08 , aydinlikta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder