22 Eylül 2013 Pazar

iş hayatı...

öylesine sikimsonik bir menem ki bu.

bahsettiğim; alın teriyle demircilik yapan, kuyumculuk yapan ne bileyim merdiven silen emekçilerin bulunduğu ortam değil.

plaza ve +/- şirketlerde çevrilen film olan.

yirmi yıl oku. torpille ya da yüksek çabalarla bir masaya otur.
işssizken aylık harcaman üç yüz lira olsun. işe asgari ücretle girmiş ol. aylık masrafın hemen hoop beşyüz-altıyüz lira.
yol, ıvır kıvır masraflar, giyim kuşam vs...

terfi ettin, bir miktar durumun düzeldi. maaş oldu ikibin beşyüz lira. hemen girilen araba taksidi, alınan ayfon, nevizade gezmeleri, kanyon öğle yemekleri. oldu mu sana masraf bin sekiz yüz lira?

üst düzey yönetici oldun ya da iş değiştirdin.
maaş dörtbin oldu. hemen ağaoğlu my fayır evine mortgage dalış. diğer masraflarda bazı ufak artışlar tabi hayat değişince, masraf oldu sana üçbin yedi yüz.

gelelim diğer tarafına. durum düzeldikçe uğraşılan insan sayısındaki artış. üste çıkıldıkça patrona, yöneticiye, müşteriye kendini sevdirme çabaları. öğle saatlerinde takım elbise ile ya da topuklu ayakkabı ile gidilen ev yemekleri restoranı.

karnıyarık kokusunun firi şoptan alınan armani kod femme kokusunun üstüne çıkması.
asansör beklemek bolca. yemekte şirketin gidişatından sosyal haklardan filan sözetmek. bırokır düzeyinde borsa bilgisi.
gurme düzeyinde mantar soslu bonfile. degüstatör düzeyinde şarap tadımı.

selin bana telefon bağlama. toplantı toplantı toplantı... akar akar akar.

off o kadar sikimsonik o kadar sikimsonik ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder