22 Eylül 2013 Pazar

ilhan irem

dün gece kuruçeşme arena'da ilk defa canlısını izlediğim sanatkar.

bi kere şunu kabul edelim,
-ben değilim
-anlasana
-yazık oldu yarınlara
-işte hayat
-konuşamıyorum
-boşver arkadaş

bunlar kült. yani türk hafif müziği dendiği vakit, best of çıkacağı vakit anılması gereken eserler.

ancak seksenlerin ortalarından itibaren (yani ilhan irem'in takvimine göre, ışık ve sevgi çağı başlangıcı) ilhan irem' in kendi felsefesi ve soundunu arayış ve buluşuyla dinleyiciden koptuğunu düşünüyor ve bu anlamda öfkeleniyorum da kendisine.
dün alıcı kulakla tekrar dinledim o eserleri. sürgün gibi masallarda muazzam bir şarkı, ancak koronolojik olarak ondan sonra üretilmiş olan eserleri ne yazık ki kendisinin de bilinçli bir tercihle işaret ettiği gibi başka bir kozmik alana hitap ediyor.
zaten bu konser için sahne ve led ekran prodüksiyonları hep kozmik bir konsept çerçevesinde hazırlanmıştı.

ancak işte biz hafif faniler, türk hafif müziği sevdiğimizden kelli, boşver arkadaş şarkısı başlayınca, salya akıta akıta el çırpa dövüne eğlendik akşam.

sanatçı kimliği ve ne olursa olsun üretkenliği ve duruşuyle kesinlikle saygıyı hakediyor.
zira ilkokul fişi kahramanı isimli popçularla kıyaslamak bile büyük haksızlık olur üstada.
tükenmekte olan ve yaşlandıkça içimizi cız ettiren bir kuşağın değerli bir üyesidir.
çocukluğumdur her şeyden evvel ilhan irem.
uzun yıllar ışık ve sevgiyle yaşamasını dilediğimdir.

24.09.2012 00:14 ~ 19:18 aydinlikta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder