22 Eylül 2013 Pazar

yorgunum aşağı iner misiniz diyen kargocu


biraz empatiyi hakeder 
en ağır işlerden birini üstlenmiş omuzlarıyla...

bir kargo şubesi sabah 7 sularında açılır.

önce merkezden kargo aracı boşaltılır. bir sürü teferruatı vardır ama kamyonlar insan gücüyle boşaltılır diye özetleyeyim.

sonra inen kargoların işlemleri yapılır ve dağıtım yönüne ve tipine göre ayrılır.
yani koli ise araçlar, dosya tabir edilen poşet ise yaya kuryeler paylaşır.

yaya kuryeler omuzlar bu poşetleri ve yürüyüş başlar.

asgari lise mezunu,çoğunlukla çelimsiz bu kurye arkadaşımız asgari ücretle çalışır.

omzundaki çantanın ağırlığı artar o sokakları adımladıkça.
merdivenleri çıktıkça...

öğleden sonraya kadar sürer dağıtımı. şubenin çalışma sahasının büyüklüğüne göre ki büyük şehirler için bu saha küçük bir il kadar geniştir, 3-4 saat sürer yürüyüş.

şubeye varır. öğle aracı gelmiştir. boşaltmaya yardım eder. şubede iş varsa yardım eder.

sonra alım başlar. bu kez telefonla bildirilen ve rutin uğraması gereken noktalara alım için yürür kurye.

saat 19:00 sularında biter alım.
şubeye döner.

bu kez gitmesi gereken kargolar hazırlanmaya başlar.
yine koli taşımak,yine araç yüklemek...

devamında şube kapanış işlemleri...

akşam 21:00 civarında biter iş ancak.
evine yürür bu kez.

servis filan yoktur kargo şubelerinde.

insan düşünür bazen.
hiç mi ağrımaz o omuzlar ?
bu kadar yük ağır gelmez mi buncacık çocuğa?
gece ayakları sızlamaz mı?
ve çoğu evlidir. nasıl geçinilir bu parayla ?

insan olduğumuzu ara sıra hatırlamak dileği ile.

09.12.2011 00:55 aydinlikta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder